Geçtiğimiz Mart ayında yapılan mahalli idareler seçiminde hem sözde bazı gazetecilerin ‘gezetecilerin’ hem sözde bazı siyasetçilerin yaşattıklarına tanık olduğum ve yaşadığım çirkin hadiseleri sizlerle paylaşıyorum. Bunlara STK ve Oda temsilcileri de dahil. Hak yeme, iftira, dedikodu, mesleğini ve siyasetini kötü ameller doğrultusunda kullanma vb gibi.
Şeytanın emrine göre hareket eden ‘gezetecilere’
2024 mahalli idareler seçiminde tanık olduğum ya da direk yaşadığım bazı olayları sizlerle paylaşmak istedim. Tanık olduğum veya yaşadığım olayların bir kısmını sözde gazeteci meslektaşlarımın sebep olduğu bir kısmı da yine sözde siyasetçilerin vesile olduğu konulardır. Bu konuların topluma ahlaki yönde örnek teşkil etmesi gereken kişilerce yaşanması acı bir durum olarak göründüğünü biliyorum ama maalesef gerçek. Bu kişiler sözde ahlak abidesi ve emin insanlar olarak kendilerini lanse etmekten de geri durmuyorlar. Ben bunları şeytana itaat eden ve şeytanın emrine göre hareket eden bireyler olarak görüyorum.
Öncelikle sözde meslektaşlarımdan başlamak istiyorum. Gazetecilik ilkesi gereği haber; tarafsız, dürüst, etik bir şekilde araştırılır, belgelenir, yazılır ve toluma sunulur. Yani gazetecilikte tarafgirlik olur ama mesleğine yansıtmaz. Bunu başaramayan bir gazeteci, kalemini kirli amelleri ve çıkarları doğrultusunda şeytanı melek, meleği de şeytan gösterebilir. Bu tip gazeteci veya (gezeteci) şeytanın emrine göre hareket eder. Yaşamım boyunca bu tür konularla çok karşılaştım. Ancak geçtiğimiz bu yerel seçim dönemi çok çok fazla tanık oldum ve yaşadım. Özellikle gazetecilik mesleği ile yakından uzaktan alakası olmayan fakat kendine gazeteci diyen bazı kişilerin hak, hukuk, adalet, alın teri ile çalışmak ve üretmek gibi bir amaçlarının olmadığına şahit oldum. Sadece para kazanma gayesinde olan bu kişilerin manevi ve ahlaki hiçbir yönlerinin olmadığına şahit oldum. Bazılarının bir haber karşılığında aldıkları ücretleri inkar edip tekrar ücret talep edip aldıklarına da tanık oldum. Yine bazıları seçim döneminde bazı adaylardan para karşılığında yaptıkları haberlerin çekindikleri siyasilerin görmemesi için sosyal medya sayfalarında haberleri gizlediklerine şahit oldum. Bu zavallı üç kuruşluk kişilerin küçücük çıkarları için türlü türlü iftiralarda bulunduğuna tanık oldum. Bu bahsettiğim kişilerin gazetecilik mesleğinin yakınından bile geçmezler. Bunlar ahlaksız, hak yiyen, yalancı, iftiracı, dedikoducu şeytanın emrine girmiş müsveddelerden öte bir şey değil. Bunlar kendi deyimleriyle sadece ve sadece (gezetecilerdir). Bunları gördüğünüz de (Euzubillahimineşşeytâni ve gezeteci) demenizde fayda var.
Gerçek bir gazeteci, herhangi bir menfaat grubuna bağlı kalmadan, açık fikirli, dürüst, ön yargılardan uzak ve kişisel haklara saygılı olmakla yükümlüdür. Demokratik toplumlarda gazetecilik, yasama-yürütme-yargı denetleyici güç unsurlarının yanında, dördüncü bir denetleyici devlet gücü olarak yer almaktadır. Kanunda ve ahlakta tanımı bellidir. Kısacası bu tiplerden gazetecilik mesleği adına faydalı bir şey beklemeyiniz. Meslekle ilgili kısa bir bilgi paylaşımı ile ‘gezetecilere’ ayırdığım bölümü noktalıyorum.
Demarkaj’ın bile ne anlama geldiğini bilmeyen çok sayıda gazeteci rolünde olan ‘gezeteciler’ var. Yine de onlara bir iyilik yapayım. Demarkaj: Bir haberin yeniden yazılması yani (tekrar edilmesi).
Şeytanın emrine göre hareket eden ‘siyasetçilere’
Daha önce de sık rastladığım fakat geçtiğimiz yerel seçimde çok yoğun yine tanık olduğum ve yaşadığım bazı kişilerin çirkin siyasetine değineceğim. Başta belirtmekte fayda var. Ülke menfaatini gözeterek dürüst siyaset yapanları tenzih ettiğimi ifade edeyim. Bu arada menfaate dayalı siyaset yapanların hileye-yalana alışık olduğunu hatta hayatlarının gerçeği olduğunu ifade etmek doğru bir tanımlama olur. Gerek siyasi gerek STK veya oda seçimlerinde siyaset yapmaya çalışan bu tipler, seçimlerde galip gelmek adına şeytanla anlaşıp onunla koalisyon kuracak kadar zıvanadan çıkıyor. Yalan, hile, iftira, dedikodu vb davranışlardan kaçınmazlar. Hele hak yeme konusunda tam uzmanlaşmış deyim yerindeyse master yapmış kişilerdir. Dillerinde Allah kelamı eksik olmaz, Cuma namazlarına gitmezler ama Cuma mesajlarını en duygulu olanı paylaşırlar. Bu şeytanın emrine girmiş olan modeller STK veya Oda seçimlerinde ve normal siyasette karşımıza sürekli çıkarlar. Bunlar sözde hak hukuk için zaman zaman fırtınalar kopartan cinsler. Şimdilik burada noktalayayım. Ama önümüzdeki günlerde bunları teker teker gerçek yapılarıyla birlikte yazıp sizlere sunacağım.