Hayatımızın her anında yer alması gereken ve en büyük ihtiyacımız olan “sevgi, saygı, adalet, dürüstlük, yardımlaşma, dayanışma, aile, toplum, sabır, sorumluluk…” gibi nitelikler toplum hayatının şekillenmesinde çok önemli unsurlardır. Ancak toplum olarak bunların unutulduğu bir süreçten geçerken bu yozlaşmadan bizler de nasibimizi almıyor değiliz.
Birkaç haftadan beri Sultanbeyli’de olağanüstü durumlar söz konusu. Kiminin umurunda, kiminin değil. Umurunda olanlar arasında olduğum için üzerime düşen görevi eksiksiz yapmam gerekiyor. 2010 yılında meydana gelen ve yeni yaşanmış gibi sosyal medyada servis edilip infial yaratan ve yaşanmayan bir tecavüz olayı ile işini hakkıyla yapan kadın bir avukatın linç edilmeye çalışılması… Konuyu duyar duymaz bir gazeteci olarak bilgi edinmek için araştırma yaptım. Çünkü konu mühim, hatta çok önem arz etmekteydi. Haberin servis edilme şekli de pek masumca değildi. Konu birçok yönüyle hesaplanmış, en üst düzeyde hedefledikleri kurum, kişi, inanç veya bir ilçeyi zan altında bırakıp karalamaktı. Ancak bu süreçte hassasiyeti görmeden yeni bir habermiş gibi üstüne atlayıp araştırmadan soruşturmadan hatta mevcut haberin içeriğini tam okumadan alıp servis eden gazetecileri de gördüm. Sonradan hatalarından dönenler oldu. Ama önemli olan işini hakkıyla yapmak. Kısacası gazetecilik sıradan bir meslek ya da bir iş değil. Stratejik önemi oldukça yüksek ve hassas bir alandır. Gazetecilikte 6N1K’nın yanına; bilgili olmak, ahlaklı olmak, dürüst olmak ve adaletli olmak gerekir. Bu özellikleri taşıyorsanız işinizi adam gibi yapmış oluyorsunuz. Çirkin saldırılara maruz kalan Av. Gülsüm Doygun’un ahlaklı, dürüst, adaletli, mütevazı ve işini hakkıyla yapan – Kadın gibi Kadın, Adam gibi adam, İnsan gibi insan – adına ne derseniz deyin bence onuruyla şerefiyle hem işini yaptı, hem de aslanlar gibi mücadelesini verdi. Sonuç olarak haklılığı tespit edildi. Ben öncelikle bu olayı inancım, ilçem ve ADAM gibi bir avukatın duruşu yüzünden sahiplendim. Çünkü hakkını vererek bir iş ortaya koymak onurlu bir davranıştır.
CAHİLLE SOHBETİ KESTİM AMA…
Bir de seçim konumuz vardı. Ben, ismi geçen bir Belediye Başkan adayı, bir miktar para ve bazı gazetecilerin iftiraları. Konunun lanse edildiği gibi olmadığını açık ve net bir şekilde belirtmek isterim. Ama aksini iddia edenler iddiasını ispatlamakla mükelleftir. Aksi halde müfteridir. Kısaca dile getirmek istedim.
Kimin Nesi Olduğu Belli Olmayan Kredi Kooperatifi
Gelelim; kiminin oğlu, kiminin yavrusu, kiminin kızı veya kiminin özel şirketim dediği SS Sancaktepe Sultanbeyli Esnaf ve Sanatkarlar Kredi ve Kefalet Kooperatifinin genel durumuna. Bir zamanlar İstanbul’un belki de Türkiye’nin en iyi kredi kooperatifi olan bu kurumun içler acısı haline. Entrikalar, hileler, şaibeler, ithamlar, çirkin davranışlar, mahkemeler ve ceza alanlarla sürekli gündem olan kooperatif doğal olarak ivme kaybetmeye başladı. Bu durum bölge esnafı için hiç iyi olmadı. Tabii ihtiraslar, egolar ve kibirlere senaryolar da eklenince Brezilya’nın eski pembe dizilerini solladı gitti bizim kooperatif. Bundan birkaç ay önce bir kongre seçiminde yılların başkanı seçimi kaybetti. Kaybetti diyorum ama kesin kararı yargı verecek. Serdar Şahinoğlu, seçimi tek taraflı tamamlayarak kazandığını deklare etti. Birçok sorun ve soru işareti var fakat şimdilik konumuz başka. Geçtiğimiz gün kooperatif üyesi iki kişi beni aradı ve ‘Şuan ki yetkililer üyeleri kandırıyor. Mali kongre diyerek seçimli kongreyi saklıyorlar’ dedi. Bu konuşmanın ardından kendisine iletilen davet mesajını bana yolladı. Davet metnini okuduktan sonra kişisel sosyal medya hesabımdan iki paylaşım yaptım. Paylaşımlardan biri şöyle; ‘Bu defa fırtına bir başka esecek. Ama en sarısından. Sanki aday sayısı biraz fazla gibi. Çay bahçesi yetersiz kalabilir’. Kişisel sayfamda paylaşımlar olduğu gibi duruyor. Pek anlaşamasak da birbirimizi sevmesek de bir merhabamız vardı. Gerektiğinde birbirimizi arayıp konuşabiliyorduk. Ama birkaç gün önce evimde dinlenirken, size ifade ettiğim paylaşımım için Kooperatif Başkanı Serdar Şahinoğlu telefonla beni aradı. Bir kadının namusuyla oynadığımı, bunu yapmamam gerektiğini söyledikten sonra, Önce Sin Kaflı küfürler etti ardından ölümle tehdit ederek telefonu kapattı. Bahsettiği Kadın, daha önce yıllarca kooperatif müdürlüğü yapmış olan ve eski Başkan Şenol Ata tarafından işine son verilmiş kişi. Kişi ‘ben istifa ettim’ de diyebilir. Doğal olarak çok şaşırdım ve iki paylaşımla tepki verdim. Hemen birileri tarafından Serdar Şahinoğlu yalnız değildir, bize aldığın paraları açıkla gibi anlamsız ve çok cahilce paylaşımlar yapılmaya başlandı. Haliyle gazeteciliğimizi ve dürüstlüğümüzü bilenler de yazdı. Olay kaosa dönüşmesin diye son paylaşımları kaldırdım. Rahatsızlığımı atlatabilirsem konuyu daha detaylı yazacağım. Ama daha neyi ve kimleri temsil ettiğini bilmeden ve nasıl hareket edeceğini bilmeyen birinin önümüzdeki kongre seçiminde yeniden seçilmemesini temenni ederim. Çünkü hakkını vererek bir iş ortaya koymak onurlu bir davranıştır. Bu davranış herkeste bulunmaz.
Bu arada insan bazılarına verdiği değeri gözden geçirme fırsatı buluyor bu tür konularda.
Aslında erkek olup kadın kılığında yazanlar ve bazı erkeklere tuzak kuran efemineler size de birkaç sözüm olacak! Bekleyin…