malatya oto kiralama parça eşya taşıma canlı casino siteleri casino siteleri sex shop slot siteleri deneme bonusu veren siteler

KURTLUKTA DÜŞENİ YEMEK KANUNMUŞ! « Haber Takip

19 Mart 2025 - 15:19

KURTLUKTA DÜŞENİ YEMEK KANUNMUŞ!

KURTLUKTA DÜŞENİ YEMEK KANUNMUŞ!
Son Güncelleme :

18 Şubat 2025 - 17:45

Kızmakla küsmek, darılmakla gücenmek, öfkelenmekle gülmek ve şüphelenmekle güvenmek arasında gidip geliyoruz. Bu karmaşık duyguları toplum olarak son zamanlarda sıkça yaşar olduk. Bazen paranoya mı olduk diye kendimize sormadan edemiyoruz. Yüzlerdeki sahte gülücükleri gözlerdeki acı gerçekleri görebiliyoruz aslında. Gerçek hayatın sahtekarlığını sanal hayatla gerçeğe dönüştürme konusunda üstün yeteneklerimizin zirveye çıktığı bu devirde acıdan çığlık atanların yanı başında durup mutluluk naraları atanların sayısı azımsanmayacak kadar çok. Birileri yokluk ve zorluklarla mücadele ederken birileri de bolluk ve sefa içinde yüzüyor. Kurtluk kanunu gibi düşeni yerler cinsinden yaşadığımız hayatın yoksulu da fakiri de özünde mutsuz. Oysa inancımız düşeni kaldırın diye emrediyor. Günümüz şartlarında hakkıyla çalışıp alın teri ile kazanmak ayıplanırken, haksız kazanç elde etmek ise mubah sayılır duruma geldi. Hayatımızın çok büyük bir bölümünü kapsayan adına sanal alem dediğimiz aslında hayatımızın vazgeçilmez bir parçası olan dijital sistem gerçeğimiz var. Tüm iyi dilek ve iyi niyetlerimizin yazılı veya sözlü olarak karşı tarafa aktardığımız bu platformlardan kısa bir süre ayrıldığımızda acı gerçeklerimizle yüzleşebiliyoruz. Ama bu yüzleşme içimizdeki şeytani dürtülerden dolayı çok kısa sürüyor maalesef. Örneğin hiçbir liyakatli yönü ve ahlaklı yapısı olmayan bir kişinin saçma sapan hareketlerle sosyal medyada yani sanal alemde fenomen olabiliyor duruma gelmesi. Üstelik bu kişinin hiçbir emek harcamadan çok rahat yüksek miktarda para kazanabiliyor olması. En vahimi de toplumun önemli bir kesiminin bu durumu normal karşılayıp destek olması, öte yandan ekmeğini taştan çıkartır dedirten cinsten çabalayan, çalışan ve emek harcayarak hayatını idame etmeye çalışan insanlara olan ön yargılı davranışımız. İşin açıkçası öz benliğimizi hayatın olağan gerçeklerinden kopartıp sanal bir aleme bağlama çabamızı anlayamıyorum anlayamayacağım da. Maalesef hayırlı cumalar, hayırlı kandiller, hayırlı yıllar, hayırlı günler, hayırlı akşamlar ve hayırlı işler temennisinden bulunan birçok insanın hayırda değil şerde yarıştığını da görüyoruz hayatımızın birçok noktasında. Kabahat, kusur, yanlış, yalan ve ihanet hep karşımızdakilerde var bize göre. Nedense biz hep kusursuz ve haklı oluyoruz. İşin daha kötüsü; her şeyin en iyisini biz biliyoruz gibi davranışımızın aslında birkaç kelime ezberleyen şık papağanlarla eşdeğer olduğumuzun gerçeğini bilememek. Matematiksel bir açıdan baktığımızda biz, zor olan bir denklemle hayatımızı yaşamaya çalışıyoruz. Yani yalan söylerken beynimizi gereğinden fazla çalıştırmamız gerekir. Çünkü senaryo, kurgu ve hikaye uydurmamız gerekir. Bunun için beyin gereğinden fazla efor harcamak zorunda. Bu açıdan baktığımız da hayatımız endişe, şüphe, acı ve zorluklarla dolu geçiyor. Aslında bazılarını anlıyorum. Bastırılmış duygularını dışa vuruyorlar ahlaksızca. Bunun adına da özgülük diyorlar kendilerince. Sanırım bu sözler bir şarkıda söylenmişti. ‘Ben hiç mükemmel değilim belki de sıradan biriyim.’ Yani neden sıradan, sade ve sadece kendimiz olmayı başaramıyoruz? Ama hayatını tüm zorluklara rağmen; doğru, sade, yalın, içten ve samimi yaşayarak kolaylaştıran insanlar da var. Onlara selam olsun diyerek Nesimi’nin dediği gibi ‘Kâh çıkarım gökyüzüne seyrederim alemi, kâh inerim yer yüzüne seyreder alem beni’ diyerek sözlerimi şimdilik noktalıyorum.

YORUM YAP

YASAL UYARI! Suç teşkil edecek, yasadışı, tehditkar, rahatsız edici, hakaret ve küfür içeren, aşağılayıcı, küçük düşürücü, kaba, pornografik, ahlaka aykırı, kişilik haklarına zarar verici ya da benzeri niteliklerde içeriklerden doğan her türlü mali, hukuki, cezai, idari sorumluluk içeriği gönderen kişiye aittir.