Selçuk Üniversitesi Gıda Mühendisliği Bölümü Öğretim Üyesi Prof. Dr. Mustafa Karakaya, deve kuşunun sakatatları üzerine bazı araştırmalar yaptıklarını söyledi.Deve kuşunun bazı yenebilir yan ürünleri olan kalp, karaciğer ve taşlık etlerinin sağlık yönünden ele alındığını vurgulayan Karakaya, yağ asitleri ve mineral madde içeriği bakımından bu sakatatlara ilişkin sağlıklı beslenmeyi içine alan önemli sonuçlara ulaştıklarını anlattı.Kalorisi düşük olan deve kuşu etinin hem yağ asitleri hem de kolesterol içeriği bakımından tavuk ve hindi etine nazaran daha besleyici olduğuna dikkati çeken Karakaya, sakatatlarında da benzer bir üstünlük bulunduğunu kaydetti.Karakaya, günümüzde sağlıklı ve hafif yiyeceklere olan eğilim göz önüne alındığında deve kuşu etinin belirtilen tüm özellikleriyle ideal et çeşidini oluşturduğunu belirterek, şöyle konuştu:“Araştırmamızda, deve kuşunun kalp, karaciğer ve taşlık etlerine ait yağ asidi kompozisyonları belirlendi. Deve kuşu yenebilir yan ürünleri arasında en yüksek toplam doymuş yağ asidine sırasıyla karaciğer, taşlık ve kalp etlerinin sahip olduğu belirlendi. Toplam doymamış yağ asitlerince en zengin yenebilir yan ürünün kalp etleri olduğu tespit edildi. Deve kuşu, yenebilir yan ürünleri arasında en yüksek oranda toplam çoklu doymamış yağ asidine kalp etlerinin sahip olduğu görüldü. Çalışmamızda doymuş yağ asitlerinden en fazla bulunan yağ asidi palmitik asit olup, en az kalp etlerinde belirlendi. Tekli doymamış yağ asitlerinden en fazla bulunan yağ asidi oleik asit olup, bu et çeşitleri arasında en fazla taşlık etlerinde ve en az kalp etlerinde bulundu. Çoklu doymamış yağ asitlerinden en fazla bulunan yağ asidi araşidonik asit ve lineloeik asidin ise en yüksek kalp etlerinde olduğu tespit edildi.”KALP VE DAMAR SAĞLIĞI AÇISINDAN Karakaya, deve kuşu kalp etlerine ait toplam doymuş yağ asitlerinin, sığır ve domuz kalp etlerinde belirlenen oranlardan oldukça düşük olduğuna dikkati çekerek, toplam doymamış yağ asidi ve çoklu doymamış yağ asitlerinden linoleik ve araşidonik yağ asitlerinin ise sığır ve domuz kalp etlerinden oldukça yüksek bulunduğunu söyledi.Bu açıdan deve kuşu kalp etlerinin diğerlerine oranla kalp ve damar sağlığı açısından daha faydalı olduğunu dile getiren Karakaya, “Beslenme açısından deve kuşu kalp etlerinin besleyicilik değerinin diğer iki çeşide göre daha yüksek olduğunu söylemek mümkündür” dedi.Deve kuşunun karaciğerlerindeki toplam doymuş yağ asidi miktarının da sığır ve domuz etlerine göre az, doymamış yağ asitlerinin ise yüksek olduğunu vurguladı.DEVE KUŞU SAKATATLARININ MINERAL MADDE IÇERIĞI  Karakaya, deve kuşu karaciğerlerinin fosfor minerali açısından zengin olduğunu ve bu mineralin kemik ve diş sağlığı açısından önem arz ettiğini belirterek, şunları kaydetti:“Sodyum içeriği en yüksek kalp etlerinde, en düşük karaciğerlerde belirlendi. Beslenme açısından önemli olan bir diğer mineral madde demir olup bu değer deve kuşu yenebilir yan ürünleri arasında en yüksek karaciğerlerde, daha sonra sırasıyla kalp ve taşlık etlerinde bulundu. Kalsiyum açısından ise en zengini taşlık etleri tespit edildi. Buna göre, deve kuşu kalp ve karaciğerlerinin potasyum, sodyum ve demir içerikleri, diğer tür hayvanlarınkine oranla daha yüksektir.”Elde edilen sonuçlara göre deve kuşu yenebilir yan ürünlerinde toplam doymamış yağ asitleri oranının toplam doymuş yağ asitlerine göre daha yüksek olduğunun tespit edildiğini vurgulayan Karakaya, yüksek oranda doymamış ve düşük oranda doymuş yağ asidi ile zengin mineral madde içeriğine sahip olması nedeniyle deve kuşu sakatatlarının sağlıklı beslenme ve tüketim için değerli bir gıda olarak tüketiciye sunulabileceğini söyledi.Özellikle kalp ve damar sağlığının korunması amacıyla çeşitli diyetlerin uygulanmasında, yüksek oranda doymamış yağ asidi içeriğine sahip olması ve mineral madde içeriğiyle deve kuşu sakatatlarının dikkate alınması gereken ürünler olduğunu ifade eden Karakaya, “Deve kuşu yenebilir yan ürünleri, mineral madde içerikleri açısından da oldukça faydalı gıdalardır. Özellikle deve kuşu karaciğerlerinin demir açısından diğer et çeşitlerine nazaran daha zengin olmasının, anemik vakalarda vazgeçilmez bir gıda olarak önerilebileceğini ortaya koyması açısından oldukça önemlidir” diye konuştu.