Mermercilik ve gıda üzerinde Türkiye ve yurt dışında isim yapan eski adı Karahisar-ı Sahib olan Afyonkarahisar’ın tarihi MÖ 3000 yılına dayanmaktadır. Tarihte ilk yerleşimcilerin Haittiler, Frigler, Persler, Romalılar, Bizanslılar, Anadolu Selçukluları, Osmanlı ve Milli Mücadele ile İstiklal Savaşımızın zafere dönüşmesiyle ülkemizin hem tarihi hem ulaşım noktasında önemli bir il olan Afyonkarahisar’ın; tarihi, doğası, kaplıcaları ve gastronomisi dillere destan…
Gezi ve iş seyahatleri nedeniyle birkaç kez gitme fırsatını yakaladığım ve her gidişimde ayrı bir yerini keşfetme imkanı bulduğum Afyonkarahisar’a yine beş arkadaş olarak termal amaçlı gittik. Fakat termal amaçlı gezimizin mahiyeti değişti. Gezimizin içeriğinin değişme sebebi ise şöyle;
İçinde yer alan kız kulesinden dolayı şiirlere, manilere ve türkülere konu olan Afyonkarahisar Kalesi, Eskişehir, Kütahya, Afyonkarahisar’ı kapsayan ve peri bacaları ve doğal güzellikleriyle ön plana çıkan Frigya vadisi tabiat parkı, Anadolu Selçukluları tarafından 1272 yılında yaptırılan Anadolu’nun Orta Çağ dönemi ahşap direkli ve ahşap kirişli camilerinin en önemli örneklerinden biri olan Afyonkarahisar Ulu Camii, Mevlevi cami, Mevlevi Konağı, Millet hamamı, Tashan, Taş Medrese İshaklı Kervan Sarayı, Zafer Müzesi, Sucuk Müzesi, Yumurta Müzesi gibi birçok müzeye ve tarihi yapılara ev sahipliği yapan Afyonkarahisar’da gezilecek çok sayıda doğal ve tarihi yerler bulunmaktadır. Tarihi yerlerden biride İhsaniye İlçesine bağlı Afyonkarahisar-Eskişehir Karayolu’nun üzerinde olan Tarihi Friglere kadar uzanan Romalılar, Selçuklular ve Osmanlılar tarafından yerleşim yeri olarak kullanılan barınak, kaya mezarları, Peri Bacaları, şapel ve kiliselerin bulunduğu vadinin antik, mistik ve şirin bir köyü olan Ayazini. Bu köyü çok daha önemli kılan bir başka yönü ise tarihin ilk doğal apartmanına sahip olması. Şirin ve sevimli Ayazini köy sakinlerinin cana yakınlığı ise anlatılmaz yaşanılır dedirten cinsten. Birçok tarihi mekanı ve sokakları sizi geçmişin derinliklerine kadar götürüyor. Köy sakinlerinin bozulmamış Anadolu kültürünün sıcak, samimi ve ikramlarla karşılamaları gezinize ayrı bir güzellik katıyor. Rastgele uğradığımız ve adını sonradan öğrendiğimiz Dutlu Bahçe isimli mekanın sahipleri olan Yunus ve Melek kardeşlerin misafirperver davranışları Afyonkarahisar gezimizin en keyif aldığımız anların başında gelir. İki katlı eski köy konağını otantik bir yerel işletmeye çevirip yerli yabancı turistlere içten hizmetleri ve gönüllü rehberlik etmeleri ile tam bir Anadolu kültürünü yaşamanıza vesile oluyorlar. Aynı zamanda Ayazini Köyünün Sosyal, Kültür ve Yaşatma Derneğinin Başkanı olan Yunus Yılmaz’ın Dutlu Bahçe isimli sevimli mekanında Haşhaş bitkisinden üretilen Haşhaşlı Salep içmeden geçmeyin derim. İki katlı eski Köy Konağının ana girişinden arka bahçeye doğru giderken tarihin derinliklerinde kayboluyorsunuz. Bahçenin ortasında yıllara meydan okuyan karadut ağacı sizi karşılarken etrafa yerleştirilmiş antik eşyalar eşliğinde buram buram Anadolu kokan bir köy evi havasını alıyorsunuz. Manda kaymağı eşliğinde Yöresel serpme kahvaltısı ve yöresel yemeklerle hem damağınız hem gözünüz şenleniyor. Afyonkarahisar gastronomisinin en önemli ürünlerinden biri olan Sucuk gömmesinin tadına özellikle bakmanızı öneririm.
Dutlu Bahçe girişinin sol yanında bulunan ve adını Frigya vadisinden alan Frigya Hediyelik Dünyası bulunuyor. Sevdiklerinize bölgeye has hediyelikleri alabileceğiniz sevimli ve otantik bir mekan. Ama asıl ilgimi çeken taşlı yapılar arasında Afyonkarahisar Kalesi, Ulu Camii, Mevlevi Camii ve Mevlevi müzesine doğru giderken görüntüsü ile sizi kendine çeken Frigya Hediyelik Dünyasının diğer şubesi. İçeriye ilk girdiğinizde yanan bir sobanın üzerinde bakır demlikte yapılan çay ikramı ve sizi tüm samimiyetiyle karşılayan işletmecisi. Sevdiklerinize bölgeye özgü hediyelikleri araştırırken, sizi yormadan kulağınıza Anadolu’nun duygularını hissettiren ezgiler ve türkülerin eşlik etmesi sanki sevdiklerinize tarihten hediyeler alıyorsunuz hissini yaşatıyor. Afyonkarahisar’ın bir termal ve kaplıcalar kenti olduğunu unuttuğumu sanmayın. Ama ilgimi tarihi dokuları, manevi yönü ve gastronomisi daha çok çekti desem yanlış olmaz. Biz 5 arkadaşın termal hedefli gezisini tarih, doğa ve gastronomi gezisine çeviren Ayazini’li Yunus ve Melek Kardeşlerin ilgisine, samimiyetlerine ve misafirperverliklerine canı gönülden teşekkür ederim.
