
Henüz üç yaşında bir kızım var. Bazı konularda fikir ayrılığına düştüğümüzde, kendisine ciddi olamazsın dediğimde “çok ciddin olacam” diye karşılık veriyor. Bazı siyasetçilerin söylem ve eylemleri ile bu aralar yine gündemdeki yerini koruyan kredi kooperatifinin seçimiyle ilgili bazı şahıslarda kızım kadar bir ciddilik görmediğimi belirtmek isterim. Onlarında en azından çok ‘ciddin’ olmalarını isterdim.
Gündem yerel seçim olduğu için ilgili ilgisiz çok sayıda kişinin konusu bu oluyor. Muhalefet kanadı sessizliğini korurken, iktidar kanadı çok sesli ve çok heyecanlı. Sultanbeyli’de 18 kişi resmi aday adaylık başvurusu yaptı. Ama 23 kişinin ismi lanse ediliyor. Biliyorsunuz geçtiğimiz pazar günü AK Parti Belediye Başkan aday adayları için il merkezinde delegeler temayül oylaması yaptı. Aday adayları doğal olarak delegelerden oy almak için çalışma yaptılar. AK Parti İstanbul il teşkilatında yapılan açıklamaya göre, elektronik olarak gerçekleştirilen temayül yoklamasında 11 bin AK Partili üye oy kullandı. Büyükşehir Belediyesi için 6, 39 ilçe için 255 belediye başkan aday adayı oy alma mücadelesi verdi. Büyük bir rekabete neden olan temayül oylamasında oy isteyenler arasında mevcut belediye başkanları ve ilçe başkanları da vardı. Durumun ciddiyetini kavrayan aday adayları, oy kapma yarışına girdiler. Kimi sokaklara pankart astı, kimi sosyal medya üzerinden mesaj verdi, kimi çevresindekilere baskı kurmayı seçti, kimi DM’lerle (direkt mesaj) ulaşım sağladı, kimi de direk temas etmeyi seçti. Kısacası hepsinin stratejisi farklıydı. Ama çoğunun unuttuğu önemli bir nokta vardı! Aday adayı oldukları bazı ilçelerde aynı partili belediye başkanı var ve aday adayı arasındalar. Bazılarının söylem ve eylemleri partili mevcut Belediye Başkanını inciten cinstendi. Belki Belediye Başkanını bir kenara bırakın düşüncesine sahip aday adayları olabilir. Ama incinen Belediye Başkanından çok partinin ta kendisi. Bazıları o kadar ileri gitti ki; sanki muhalefette aday adayı olmuş gibi. Üstelik çeşitli nedenlerle bazı gruplar arasında tartışma çıkması da çabası. Hal böyle olunca bazı aday adaylarının ciddi olmasını bir kenara bırakın, 3 yaşındaki kızım kadar çok ‘ciddin’ dahi olmazlar.
Sultanbeyli’de resmi başvuran ve ismi geçenlerle toplamda 23 kişi adaylık için yarışıyor. Birçok aday adayının başvurusunda bulundum. Kimi sessiz, kimi yalnız, kimi çok sesli, kimi kalabalık kimi de videolu giriş yaptı. Yani abartıyı seven de oldu, sadeliği tercih eden de oldu. Bana göre 23 isim arasında 3 kişi adaylık için ağır basıyor. Ama aday adaylarına baktığımızda 23 tane aday var. Çünkü herkes (yukarıdan) kesin söz almış, garanti aday gibi. Onlara ciddi olun demeyi geçtim, çünkü değiller. Biraz ‘ciddin’ olun demek daha uygun. 1 numara, 2 numara ve 3 numarayla görüştüm vb. gibi çok şey yazmaya gerek yok. Çünkü çoğu gitti azı kaldı. Ama şunu belirtmeden geçemeyeceğim. Son anda ismim çıkartıldı, direkten döndüm gibi lafları kimler söyleyecek merak etmiyor değilim. Temayül sonucunu sadece 3 kişinin bilme yetkisi var. Ama birilerinin ismi temayülde öne çıkmış gibi dedikodular dönüyor. Eğer dedikodular gerçekse, AK Partili üç yetkili isimden biri bilgi sızdırıyor. Ya da AK Parti’de güvenlik zaafı var. Eğer bu paylaşılan isimler gerçek değilse. O halde paylaşımları yapanlar hakkında AK Parti yetkilileri gerekenleri yapar diye düşünüyorum.
MÜCADELE HAK İÇİN Mİ RANT İÇİN Mİ?
Şu meşhur kredi kooperatifinin bir seçimi daha geldi çattı. Yine bildiğimiz senaryolar, yönetmenler ve oyuncuların performanslarını gözler önüne seren filmler izliyoruz. Brezilya’nın meşhur pembe dizilerini aratmayan görüntülerle karşı karşıyayız. İçinde olumsuz her türlü ithamın olduğu bu filmde bazen şaşırıyoruz, bazen de hayretler içerisinde kalıyoruz. Bu kadar da olmaz diyoruz. Ama her seferinde daha inanılmazıyla karşılaşıyoruz. Biri almak için mücadele ederken, biri vermemek için mücadele veriyor. Ama her iki taraf da kazanmak için her yolu mubah sayıyor. Her iki tarafın birbirileri hakkındaki ithamları yenilir yutulur cinsten değil. Bir Şişli Kredi Kooperatif hikayesi vardı. Dilden dile, elden ele dolaşıverdi. Kongre yapıldı olmadı, taşıma üyeler yapıldı olmadı, Çekmeköy’e getirilmek istendi yine olmadı. Son olarak birçoğumuzun tanıdığı bir isme verildi diye duydum. İsmi geçen kişinin bu olaylarla ilgisi olmadığı için adını zikretmem doğru olmaz. Ancak bu kadar uğraştan sonra Şişli kooperatifini canlandıramayan kişilerin Sancaktepe Sultanbeyli Kredi Kooperatifi’ne aday olmaları biraz tuhafıma gitmiyor değil. Yani biz bir kurumu canlandıracak yeteneğe sahip değiliz. Ama canlı bir kooperatifi yönetecek yeteneğe sahibiz diyorlar. Fakat kooperatifi isteyenlerin söylemleri eylemleriyle örtüşmediği için toplumda bir karşılık bulmaları zor. O yüzden RANT için değil hak için demeleri pek gerçekçi değil. Ama kooperatifi vermek istemeyen taraf hakkında da ciddi ithamlarını olduğunu belirtmek gerekir. 30 yıla yaklaşan yönetimiyle koltuğa yapışmış bırakmıyor. Sahiplilik duygusu o kadar ön plana çıkmış ki; anlatamam. “Burayı ben kurdum, burası benim ve kimseye kaptırmam” diyor. Yani Şişli kooperatifinde başarılı olunsaydı, bu gün filmi izlemiyor olacaktık. Kredi limiti 650 bin TL’ye yükselen ve yılda 300 Milyon TL civarında para akışı sağlanan kredi kooperatifindeki çekişmenin tahminini sizlere bırakıyorum. Ama ben her iki taraf için de mücadelenin gerçek anlamda hak için olmadığını kızımın deyimi ile ‘çok ciddin’ bir şekilde biliyorum. Aksi iddiada bulunanlara daha detaylıca anlatabilirim. Bakalım seçim filmi nasıl sonuçlanacak bekleyip görelim? ,
Not: Sosyal medyada yazılarımın altında farklı isimlerle yorum yapan kişinin kim olduğunu biliyorum. Seçim sonrasında gerçek hesabında çay içmeye davet edeceğim.