Cumhurbaşkanlığı hükümet sistemini içeren, 18 maddelik Türkiye Cumhuriyeti Anayasası’nda değişiklik Yapılması Hakkında Kanun, millet tarafından 51,43 ile kabul edildi. Millet kararını verdi. Ama her seferinde seçim diyenler, milletin kararını beğenmedi. Türkiye’yi yeniden seçime götürmek için çaba harcayanların tek amacı, belirsizlik ve kaos. Demokrasiyi dillerinden düşürmeyen bu kesimin ne kadar demokrat olduğu, referandum seçiminin sonucunda sergiledikleri tavır ile ortaya çıkmıştır. Milletin kararına saygılıyız diyenler, milletin verdiği kararı doğru bulmayarak yargıya taşıyor. Milletin kararını beğenmezsiniz, YSK’nın kararını beğenmezsiniz eminim siz yargının kararını da beğenmeyeceksiniz. Peki, siz ne istiyorsunuz? Kaos, kavga, kargaşa, ekonomik kriz mi?
BU MİLLETİ RAHAT BIRAKIN ARTIK. SÜKÛNET İSTİYORUZ SÜKÛNET.
Bizim kargaşaya değil huzura ihtiyacımız var.
Bizim kavgaya değil, birlikte kardeşçe yaşamaya ihtiyacımız var.
Bizim kaosa değil, güvene ihtiyacımız var.
Bizim ayrışmaya değil, bütünleşmeye ihtiyacımız var. Yeter! artık.
AMACINIZ NE?
Bu Ülkede demokrasiye ve seçim sandığına güvenmiyorsanız neden ille de seçim diyorsunuz. Amacınız milletle dalga geçip eğlenmek mi?
Neden hep anormal yöntemler peşindesiniz ve neden sandık dışında devirme peşindesiniz? Yoksa siz millete güvenmiyormusunuz?
“İster hayır ister evet demiş olsun oy kullanan 49 milyon vatandaşımızın hakkını korumak için hukuk mücadelesini sonuna kadar sürdüreceğiz”. Yahu millet kararını vermiş. Neyin mücadelesini veriyorsunuz?
Sonuçta millet kararını verdi. Sizde bu karara saygı duymak zorundasınız. Sandık dışı her çözüm bu Ülkenin demokrasisine, ekonomisine, huzuruna, güvenliğine ve gelişmesine bir darbedir! Artık kurtulun bu düşünceden. Darbelerin bu ülkeyi ne duruma soktuğunu herkesten çok iyi bilirsiniz. Yoksa siz darbecilerin var olmasından yana mısınız?
İÇİME SİNDİREMİYORUM
Bir ülkenin normal bir vatandaşı olarak, demokrasiyle gelmiş bir iktidara bu denli demokrasi dışı saldırıları içime sindiremiyorum. Ben sade bir vatandaş, olarak seçilmiş hükümete sonuna kadar saygılıyım. Ben sade bir vatandaş, olarak ülkemde huzur ve güven istiyorum. Hükümetin hata ve yanlışlarını elbette eleştireceğiz. Yanlışlarını yüksek sesle haykıracağız. Ama kişi bizden değil diye ülkeyi kaosa sürüklemeye çalışmayacağız. Baktık ki ülke iyi yönetilmiyor, seçim zamanında sandığa gidip demokratik bir şekilde gerekeni yapacağız. Hak olan da doğru olan da bu. Darbe seviciliğinizden vazgeçin artık. Biz ki şanlı tarihimizle övünen ve gurur duyan bir milletiz. Peki, Cumhuriyet tarihimizde yaşadığımız darbe, darbe girişimi ve ekonomik kriz seviciliğimiz ne?
İŞTE TARİHİMİZİN KARA LEKELERİ!
- 1913 BAB-I ALİ BASKINI
- 27 MAYIS 1960 İHTİLALİ
- 22 ŞUBAT AYAKLANMASI
- 12 MART 1971 MUHTIRASI
- 1980 ASKERİ MÜDAHALESİ
- 28 ŞUBAT SÜRECİ
- 27 NİSAN E-MUHTIRASI
- 15 TEMMUZ 2016 KANLI DARBE GİRİŞİMİ
ÖZELLİKLE DEMİREL’İN BİR AÇIKLAMASI: “70 SENTE MUHTACIZ” ne çabuk uttuk bunları.
TÜRKİYE CUMHURİYET TARİHİNE DAMGA VURAN EKONOMİK KRİZLER.
1929, 1948, 1954, 1958, 1969, 1974, 1978, 1979, 1986, 1988-89, 1991, 1994, 1998-99, 2001 ve son olarak 2009 küresel kriz. Türkiye 1929’dan 2017’ ye kadar geçen 88 yıl içerisinde 17 defa ekonomi kriz yaşadı. Hem darbeleri hem ekonomik krizleri iliklerimize kadar yaşamışız. Artık yetmez mi? Bu ülkenin önünü açında rahat bir nefes alalım.