Teksas Kamu Hesapları Başmurakıbı Susan Combs başkanlığındaki heyeti, bakanlıkta kabul eden Çağlayan, burada gazetecilerin sorularını yanıtladı.Çağlayan, Türkiye’nin altın ihracatıyla ilgili sorular üzerine şunları söyledi: BÜYÜME ÜÇÜNCÜ ÇEYREKTE HIZ KESTI “ABD’nin almış olduğu yaptırım kararları ABD’nin kendini bağlar”“Öncelikle şunu ifade edeyim, ABD bizim müttefikimiz, bizim iyi bir partnerimiz. Tabii ABD’nin almış olduğu yaptırım kararları ABD’nin kendini bağlar, bunu her fırsatta ifade ediyorum. Türkiye Cumhuriyeti devleti, dünyanın 16. büyük ekonomisidir. Dünyada ve bölgesinde son derece güçlü bir devlettir. Türkiye, bilhassa gerek Türkiye’de gerek dünyada siyasi istikrarı sağlamış önemli bir devlettir. Bu anlamda bizim hangi anlaşmalara taraf olduğumuz ve hangi kurumların ve kuruluşların almış olduğu kararlara uyma zorunluluğumuz çok net ortadadır. Bizi Birleşmiş Milletler’in kararları bağlar. Bizi AB’nin kararı da bağlamaz. Çünkü Türkiye, AB’ye halen tam üye yapılmamış olan bir ülkedir.Bu noktada Birleşik Devletlerin almış olduğu karar çerçevesinde şunu ifade etmek istiyorum ki daha evvel gündeme getirilen altın ticaretindeki bilgi eksikliğini düzeltmek adına ben sizinle bir kaç şey paylaşmak istiyorum. Türkiye, 20 binden fazla ürün çeşidini ihraç eden bir ülkedir ve Türkiye, dünyanın her yerine ihracat yapan bir ülkedir. AB’ye ihracatımız azalırken, tüm dünyaya ihracatımız durup dururken olduğu yerde artmıyor. Bunu tüm dünyayla siyasi, ekonomik ilişkilerimiz ve bilhassa sayın Başbakanımızın liderliğinde yapmış olduğumuz görüşmelerle sağlıyoruz. Altın da Türkiye’nin 20 bin ürün çeşidi içinde bir metadır, bir eşyadır. Nasıl ben su sattığımda, domates, biber, salatalık sattığımda bunu ihracat olarak değerlendiriyorsam, kilosunu 2 sente satmış olduğum krom ihracat kayıtlarına geçiyorsa, altın da Türkiye’nin son derece önemli bir ihracat kalemidir, bir ödeme aracı değildir. Altını çiziyorum, altın asla Türkiye’nin bir ödeme aracı olmamıştır.”ALTIN IHRACATI NEDEN ARTTI?Şu an konuşulan altın ticaretinin, geçen yıl Türkiye altın ithalatı yaparken konuşulmadığını söyleyen Çağlayan, şunları kaydetti:”Türkiye, Isviçre’ye de altın ihracatı yapıyor ve şu anda gelmiş olduğumuz nokta itibariyle Türkiye, altın ticaretinde yaklaşık 4 milyar dolarlık bir dış ticaret fazlasına sahip olmuştur. Bu; bir Türkiye’nin geçen yıl yapmış olduğu ithalat stokları, iki yastık altındaki altının ekonomiye kazandırılması, üç Türkiye’de kalan katma değer karşılığıdır. Bu anlamda tekrar ifade ediyorum ki asla bir ödeme aracı değildir. Türkiye Iran’dan doğalgaz, petrol almaktadır. Bunun bir çeşidini Avro bazında alırken, bir başkasını TL bazında almaktadır ve Türkiye’nin Iran’la ticaretinde bu paralar, meşru olarak kullanılmaktadır. Tekrar ediyorum, özel sektörden özel sektöre yapılan bir işlemdir bu. Altın üzerine takılıp durmayın, Türkiye, kendinden ne isteniyorsa onu satmaya devam edecek. Bunları yaparken, meşru zeminlerde yapacak, elbette uluslararası anlaşmalara sonuna kadar sadık kalacak.Enerji bizim dış ticaretimizde ve cari açığımızda son derece belirleyici bir unsur. Yani Türkiye’nin enerji alacağı ülkeleri, ‘onu almayın, bunu almayın’ diyenlerin, bu enerji kaynaklarını nereden nasıl sağlayacağını da kendisinin ortaya koyması gerekir ki, bu noktada da birkaç gün önce Birleşik Devletlerin bir açıklaması oldu. Bilhassa bu enerji alımı konusunda, belirli bir kısıtlamaya giden ülkelerle ilgili birleşik devletlerin bir kararı vardı. Onun da süresinin uzatıldığını ifade etti. Tekrar ifade ediyorum, biz müttefikimiz ama ABD’nin aldığı karar kendisini bağlar.” “Iran, ithalatını hangi ülkelerden yapıyor? Bir araştırın” Iran’ın yıllık yaklaşık 80 milyar dolar ithalat yaptığına işaret eden Çağlayan, şöyle devam etti:”Iran diyelim ki bu ithalatın 10 milyar dolarını Türkiye’den yaptı. Ithalat, diğer hangi ülkelerden yapıldı? Bir araştırın, gazetecisiniz. Benim size bir siparişim değil, öyle bir haddim yok ama siz de gazeteciler olarak böyle bir argüman kullanın. Diyin ki, ‘Iran 80 milyar dolarlık ithalatını kimlerden yaptı? Acaba kendisine yaptırım uygulayan ülkelerin kendi şirketlerinin burada ne kadar rolü var, belki onu bir değerlendirmekte fayda var. Ikincisi, biliyorsunuz ki bu dövizler ülkeye, bilhassa enerji konusunda gelip gittiği zaman iki ülkenin merkez bankalarında tutuluyor ve merkez bankalarından sonra ilgili diğer bankalar, bu paraları her iki ülke karşılıklı olarak, kendi bankalarına özel sektörün talebi olarak aktarıyorlar. Biz meşru olan her türlü ticareti yapıyoruz ve yapacağız ama diğer taraftan, kendilerine yaptırım koyan ve buna dünyanın uymasını isteyen birliklerin, ülkelerin de acaba kendi bünyelerindeki ülkelerin Iran’ın ithalatında ne kadar etkisi ve payı var, bunu gözden geçirmesini tavsiye ediyorum.”