Yine yaklaştı Ramazan ayı hoşgörüsüyle, merhametiyle, sevgisiyle, bereketiyle, kısacası tüm güzellikleriyle geliverdi. Gelişiyle birlikte İslam alemine huzur getiren Ramazan ayı beraberinde birçok güzelliği de getiriyor. Cenabi Allah, inşallah oruçlarımızı ve ibadetlerimizi kabul eder. Ramazan Ayı’nın en güzel taraflarından birisi de iftarlar. Malûm, iş hayati, aile hayati, sosyal hayat derken akraba, arkadaş ve dostlarımızla yeteri kadar zaman geçiremiyoruz. Sevinçli ve üzüntülü anlarımızda kısa süreliğine bir araya gelmemizin dışında iletişimde olamıyoruz. Ancak Ramazan ayının önemi bu anlamda öne çıkıyor. İnsanları bir sofra etrafında toplayan ve birbirileriyle yakın diyalog içerisinde olmasını sağlayan iftar sofralarının tadına doyulmuyor. İftar sofrası akrabaları, arkadaşları, dostları ve komşuları çıkarsız ve Allah rızası için bir araya getiren tek sofradır. Bu nedenle manevi önemi müminler için büyüktür. Metropollerde siyasi yönetimler, STK temsilcileri, ve dernekler de iftar yemekleri veriyor. İl ve ilçelerde belediyeler bazen çadır bazen de sokak iftarları düzenleyerek bölgesindeki tüm halkla iftar sofrası etrafında bir araya gelebiliyor. Bu anlamda verilen iftar yemekleri gayet doğaldır. Ancak bazen iftar yemeklerimizi biraz abartırız. Birkaç gün önce duyduğum ve inanmak istemediğim bir iddia ne kadar gereksiz harcamalarımızın olduğunu ortaya çıkarıyor. Henüz teyitleştiremediğim için iddia diyorum. Bazılarımız Dünyanın birçok Müslüman ülkesinde kan, gözyaşı, açlık ve sefalet varken iftar yemeklerinin verilmesine karşı çıkıyor. Kısmen haklı bulsam da tamamen katılmıyorum. Ama iftar yemeklerinde aşırıya ve abartıya kaçanları anlayamıyorum. Örneğin Sultanbeyli Belediyesince verilen sokak iftarlarını bazen abartılı bulup eleştirmeme rağmen, insanları kaynaştırdığı içinde tamamen karşı durmuyorum. Ama aldığım duyuma göre bu ramazan ayında Sultanbeyli Belediyesi tarafından İstanbul Boğazında bir yatta verilecek olan iftar yemeğini gereksiz bulduğumu ifade etmekten kaçınmayacağım. Dinimizin de emrettiği gibi israf haramdır. İlçenin önde gelenlerinin ağırlanacağı iftar yemeğinin ilçenin dışında olması hem ilçe esnafına ayıp hem de ek maliyet olduğu için fazla masraf. Birde gemi ya da yat ile boğaz turu eşliğinde iftar yemeğinin verilmesi ekstradan çıkan masraf hatta israf olduğu için verilmemesi gerektiğine inanıyorum. Ekonomik sıkıntısından dolayı boş bulduğu bir metre kareyi dahi satan Sultanbeyli Belediyesi’nin böylesine lüks harcamalar içinde olması ilçe halkı tarafından pekte hoş karşılanmayacaktır. İlçe sınırları içinde onlarca lokanta ve restaurant varken iftar yemeğinin ilçenin dışında verilmesi de vatandaşlarca ayrı bir eleştiri noktası olacağa benziyor. Ortadoğu başta olmak üzere Müslüman birçok ülkede açlık, gözyaşı ve sefalet varken lüks harcamalarda bulunmak bir Müslümana yakışmaz. İçeride ve dışarıda böylesine hassas bir dönemden geçerken gereksiz harcamalardan kaçınmak gerekir. Siyasi yöneticilerin Belediyenin biriken borçları ve esnafın hassasiyetini dikkate alarak hareket etmesi toplumun yararına olacak kanısındayım. Ancak devir bizim devrimiz. Biz nasıl uygun görürsek öyle davranırız diyorsanız, ona da saygı duyarız. Birde ortalıkta gezen bir başka dedikodu. Sultanbeyli Belediyesinin organize ettiği Şiir festivali için 790 bin TL bütçe söylentisi yaygın. Az daha unutuyordum. Belediye yönetimi meclis üyeleri ile birlikte sıklıkla yaptıkları yurt içi ve yurt dışı seyahatlerinin maliyeti kamuoyunca merak ediliyor. Malum borcumuz çok, paramız yok. O halde bu gereksiz masraflar niye? Son sözümde esnafı ilgilendiren konularda topluma zararlı yaratıklara ve durumdan kendine vazife çıkaranlara. Hani meşhur bir atasözümüz var ya. Kılavuzu karga olanın burnu … çıkmaz. Kendi aranızdaki iş birliğiniz herkesçe biliniyor. Birbirinize kılavuzluk etmenizin sonucu karganın hikayesinden öte bir şey değildir kamuoyunca.
The most fundamental https://writemyessay4me.org/ expression of culture is found at the individual level
